Yaşar Kemal’in bu övgüsü kitaba beklentimi artırdı.
Livaneli’den daha önce Kardeşimin Hikayesi’ni, Huzursuzluk’u ve Balıkçı ve
Oğlu’nu okudum. Serenad’ı çok övüyorlar, onu da okumak istiyorum.
Son Ada’da cennet köşesi bir adanın huzur içinde yaşayan kırk kadar sakininin öyküsünü okuyoruz. Ülkenin eski devlet başkanının emekliliğini geçirmek üzere adayı seçmesine kadar huzur içinde yaşayan kırk sakini, demeliyim aslında. Diktatör eskisi Başkan adaya gelince işler değişiyor. Martılarla başlayan bir mücadele kitaba damgasını vuruyor.
Livaneli’nin kalemini çok seviyorum, desem yalan olur. Kolay
okunan, okuyanı hiç zorlamayan oldukça ortalama metinlerin yazarıdır bence.
Sevenlere saygı duyarım. O ayrı…
Kitapta kötü kahraman Başkan’la mücadele eden kahraman ise
Yazar. Anlatıcı onu hep böyle anıyor. Yazar da anlatıcı kahramana yazarlıkla
ilgili kitabın sonlarında şöyle bir öğütte bulunuyor. “Sadece hikâyeni anlat!”
Ara ara anlatıcının ağzından da yazmakla ilgili çok kısa tüyolar paylaşan Zülfü
Livaneli’nin edebiyat anlayışını özetliyor aslında bu cümle. O da sadece
hikâyesini anlatıyor.
Üslup meselesiyle ilgili benzer içerikli bir alıntıyı
işaretlemişim: "Bırak psikoloji, karakter, insan ilişkileri, eylemlerden
çıksın demiştin. Kelimeleri güzelleştirerek ya da şiddetlendirerek, güzel
tasvirler insan hallerini anlatmaya kalkma. Sen eylemi anlat, gerisini okur
kafasında tamamlasın. Aristo da böyle demişti."
Bolca siyasi göndermeleri olan kitapta ülke adı yok. Türkiye
değil yani! Meçhul bir ülkede meçhul bir başkan… Eski dönemlerin zalim
hükümdarlarından günümüzün modern diktatörlerine kadar herkese uyarlanabilir. Baskıcı
hangi yönetime giydirseniz üzerine oturacak bir gömlek dikmiş Livaneli. Artık
istediğinize yakıştırabilirsiniz. O size kalmış. Eskimez bir konu Son Ada. İyi
okumalar…
Son Ada'dan Birkaç Alıntı
- Sadece hikayeni anlat! (S. 183)
- Bırak psikoloji, karakter, insan ilişkileri, eylemlerden çıksın demiştin. Kelimeleri güzelleştirerek ya da şiddetlendirerek, güzel tasvirler insan hallerini anlatmaya kalkma. Sen eylemi anlat, gerisini okur kafasında tamamlasın. Aristo da böyle demişti. (S. 165)
- Bazen gruplardan biri devletle yakınlaşıyor, askerlerle birlikte hasmına saldırıyor, sonra bir değişiklik oluyor ve devlet başka gruplarla ittifak kuruyordu. (S. 37)
Yorum Gönder
Yorum Gönder